20 Aralık 2013 Cuma

Çiçeği Burnunda Blog Sahibesinin Dramı

Başlığı açıklamak adına önden belirteyim ki başıma bir şey gelmedi, her şey yerli yerinde, dram falan yaşadığım yok, başlık abartıdan ibaret, endişeye gerek yok :)

Malumunuz taze, çiçeği burnunda bir bloggerım. Aklımda bir sürü fikir, her gün düzenli olarak yayınlanması gereken bir sürü yazı var. Araba kullanırken, televizyon izlerken, kahve içerken ya da gün içerisinde çalışırken aklıma bir sürü başlık geliyor. Başlık derken, açmak isterim... Benim elim başlık üzerine yazı yazabiliyor. Aklıma bir başlık geliyor, oturuyorum bilgisayarın başına, tıkır tıkır gidiyor klavye. Oldu ya tersinden bahsedelim, aklıma bir konu geldi diyelim. Başlığını bulmadan yazamıyorum ve o bir cümlelik, hatta birkaç kelimelik arkadaş bir türlü teşrif etmiyor. Halbuki bir gelse, çorap sökülecek...

İşte klavye akıyor tıkır tıkır, uzattım yine lafları :) Çiçeği burnunda blogger demiştim... Aklıma gelen başlıkları başladım unutmaya, zaten üç kuruş hafıza var, o da dolu... Dram burada başladı, yazı başlığı bulamadım, bulduklarımı unuttum, yazamadım "Ne yazceem şimdi, zaten yeniyiz, puf!" halleri. İşte o zaman anladım bloggerlar neden defter taşırlar yanlarında. Ben de süslüsünden bir defter edindim kendime, içine başlıkları yazar oldum. Ohh, pek rahatım şimdi. Tıkır tıkır...

Çiçeği Burnunda denince güzel bir şey gelir herkesin aklına. Taze, temiz, yeni, ferah, genç... Benim aklıma tek gelen kelime ise "Tecrübesiz"... Ne fena bir şey tecrübesiz olmak, bir şeyi yeni öğreniyor ve düşüp kalkmak yeniden. En ufak, basit, bilmen gereken şeyi bilmemek ve yine en ufak şeyi öğrenmeye çalışmak.Yaptığım işi belki bilmeden, belki acemilikle yapıyor olmak beni çok strese sokuyor. Bildiğim şeyleri yaparken kendimden emin, güçlü, çabuk ve başarılı hissediyorum kendimi. Aksi durumda ise tam tersi... Korkak, yavaş, başarısız hissi gelip çöküyor üzerime... 

Çiçeği Burnunda şoför, Çiçeği Burnunda eleman, Çiçeği Burnunda öğrenci, Çiçeği Burnunda anne-baba, Çiçeği Burnunda blogger... Sonuna hangi isimi eklersen ekle bir şeye benzemiyor işte, hepsi birbirinden zorlu hale geliyor :) (**Anne-Baba konusuna alınmayınız, işin bahsettiğim tarafı sadece pratikteki acemliği. Yoksa taze anne-babanın mutluluğu bölümü konum dışıdır**)

Velhasıl, bendeniz de Çiçeği Burnunda bir blogger olduğum için arada düşerim, kalkarım, atlarım, hoş görünüz. Her şeye rağmen buralarda olmak çok güzel, beni bu kadar sıcak karşıladığınız için hepinize teşekkür ederim.

Sevgilerimle.




Hiç yorum yok: